Türk Ticaret Kanunu’nda şirketlere ilişkin esaslara yer verilmesine rağmen şirketin tanımına yer verilmemiştir. Borçlar Kanunu’nun 620’nci maddesi ise şirketi bir sözleşme olarak nitelendirmiştir. İlgili maddeye göre; şirket iki veya daha fazla kimsenin, ortak bir amaca ulaşmak için emek veya malları birleştirmeyi yükümlendikleri bir sözleşme olarak şirketin tanımana yer verilmiştir. Şirket ortaklıkların amaçları şirket türüne göre değişiklik gösterebilmektedir. Çalışmamızın konusunu oluşturan anonim şirketler kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik faaliyeti yerine getirmek amacıyla kurulabilir. Ekonomik faaliyetlerin devamı için ise güçlü ve istikrarlı bir mali yapının gerekliliği tartışmasızdır.  Güçlü ve istikrarlı bir mali yapı için ise sermayenin yeterli olmasının yanında mevcut sermayenin korunması ve geliştirilmesine bağlıdır. Her ne kadar sermayenin korunması çok önemli olsa da, şirketlerin esas kuruluş amaçlarının kar elde etmek olduğu bertaraf edilmemelidir.   Bu açıdan pay sahibi olmanın, yani şirket kurmak veya kurulmuş bir şirkete ortak olmanın temel amacı da kâr elde etmektir. Yukarda bahsettiğimiz sermayenin korunması, işletmenin devamlılığı ve fon açığının olduğu dönemlerde faydalanabilmek için, şirket karının belli bir kısmı yedek akçe olarak bırakılır.   Çalışmamızın konusunu şirket karının ve bu kardan pay alma hakkına sahip kişilerin kimler olduğu ve bu paylaşımın da hangi nispetler dâhilinde gerçekleştirilmesi gerektiğidir.  Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanmasında tartışma konusu olan hususlar doktrinde yer alan çalışmalar ve yargı kararları ışığında değerlendirilmiştir. 

Anahtar Kelimeler: Kar Dağıtımı, Sermaye Şirketleri

SERMAYE ŞİRKETLERİNDE KAR PAYI DAĞITIMINA İLİŞKİN HUKUKSAL YAPI VE İŞLEYİŞ